Sertleşme sorunu (erektil disfonksiyon), erkeğin cinsel ilişki için yeterli sertliği sağlayamaması ya da bu sertliği sürdürememesi durumudur. Bu durum, zaman zaman yaşanabilir; ancak sık tekrarlıyor ya da kalıcı hale geliyorsa bir cinsel işlev bozukluğu olarak değerlendirilir.
Sertleşme sorunu, yalnızca fiziksel bir durum değil; psikolojik, duygusal ve ilişkisel birçok faktörün de etkili olduğu karmaşık bir süreçtir. Bu nedenle sorunun çözümü bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır.
Cinsel uyarılma olmasına rağmen sertleşmenin gerçekleşmemesi
Sertleşmenin yeterince güçlü olmaması
Sertleşmenin ilişki süresince sürdürülememesi
Cinsel ilişki sırasında başarısızlık hissi
Özgüven kaybı, suçluluk ve kaygı
Cinsellikten kaçınma, partnerle uzaklaşma
Kendilik algısında bozulma (erkeklik yeterliliğini sorgulama)
Sertleşme sorunu, fiziksel ve psikolojik etkenlerin birlikte etkili olduğu bir durumdur. En yaygın nedenler şunlardır:
Psikolojik nedenler:
Performans kaygısı
Depresyon ve anksiyete bozuklukları
İlişki problemleri, duygusal kopukluk
Cinsel travmalar
Aşırı stres, baskı altında hissetme
Suçluluk ve utanma duyguları
Düşük özgüven
Fiziksel nedenler:
Dolaşım bozuklukları (penise yeterince kan gitmemesi)
Diyabet, hipertansiyon, obezite
Hormon dengesizlikleri (testosteron düşüklüğü)
Sigara, alkol ve madde kullanımı
Bazı ilaçların yan etkileri (özellikle antidepresanlar)
Nörolojik hastalıklar (MS, Parkinson vb.)
Sertleşme sorunu çözümü mümkün olan bir durumdur. Aşağıdaki yöntemler baş etme sürecini destekler:
Cinsel terapi desteği almak
Performans kaygısını azaltmak için duygu odaklı çalışmalar yapmak
İlişki içindeki iletişimi güçlendirmek
Gerektiğinde çift terapisi sürecine başlamak
Tıbbi kontrollerle altta yatan fiziksel sorunları tespit etmek
Gerekiyorsa doktor kontrolünde ilaç kullanımı
Sigara, alkol, kötü yaşam alışkanlıklarını azaltmak
Terapide sertleşme sorunu yalnızca fiziksel bir işlev bozukluğu olarak değil, kişinin yaşadığı duygusal, psikolojik ve ilişkisel dinamikler üzerinden değerlendirilir:
Performans baskısı, geçmiş deneyimler, özgüven konuları çalışılır
Varsa partnerle ilişkideki çatışmalar ele alınır
Bireyin cinselliğe dair olumsuz inançları dönüştürülür
Boşalma kontrolü ve cinsel odaklanma becerileri geliştirilir
Gerektiğinde ürolog ya da endokrinolog ile multidisipliner bir iş birliği yürütülür
Terapide hedef; cinselliği görev değil, keyif alınan ve güvenle yaşanan bir deneyim haline getirmektir.
İzan Psikoloji olarak, sertleşme sorununu yaşayan bireylere:
Konuyu utanmadan ve açıkça konuşabilecekleri güvenli bir ortam sunuyoruz
Sorunun psikolojik ve ilişkisel kökenlerini birlikte keşfediyoruz
Cinsel terapi teknikleriyle işlevselliği ve özgüveni yeniden inşa ediyoruz
Partnerle birlikte yürütülen süreçlerde iletişimi ve bağlanmayı güçlendiriyoruz
Her adımda bilimsel, etik ve gizliliğe dayalı bir yaklaşım benimsiyoruz
Unutmayın, bu sorun yalnızca sizin değil; birlikte çalışarak çözebileceğimiz bir süreçtir.
Adres:
Caferağa Mahallesi, Şair Nefi Sokak, Kozlar Apartmanı No:24 Daire:6, 34710 Kadıköy / İstanbul
Telefon:
+90 216 450 4020
E-posta:
merhaba@izanpsikoloji.com
Evet. Zaman zaman yaşanan sertleşme problemleri normaldir ve geçici olabilir. Ancak bu durum sık tekrarlıyorsa veya bireyin yaşam kalitesini etkiliyorsa, profesyonel destek alınması önerilir.
Bu tür durumlar çoğunlukla ilişki dinamikleri, performans kaygısı ya da bastırılmış duygularla ilgilidir. Bireysel olarak değil, ilişkisel bağlamda değerlendirilmelidir ve çift terapisi faydalı olabilir.
Evet. Pek çok durumda cinsel terapi ve psikolojik destek, ilaçsız çözümler sunar. İlaçlar yalnızca tıbbi bir gereklilik varsa uzman önerisiyle sürece dahil edilir.
Açıklama yaparken kendinizi suçlamadan, durumu geçici ve çözülebilir olarak ifade etmeniz önemlidir. “Birlikte çözebileceğimiz bir durum” yaklaşımı, ilişkiyi güçlendirir ve güven ortamı yaratır.
İleri yaşlarda hormonal değişimler ve bazı sağlık sorunları sertleşmeyi etkileyebilir. Ancak bu durum “kaçınılmaz” değildir. Sağlıklı yaşam tarzı ve gerekli destekle cinsel işlev sürdürülebilir.
Başlangıçta bireysel görüşmelerle başlamak mümkündür. Ancak sorun ilişki dinamiklerini etkiliyorsa, çift olarak terapiye katılmak daha kalıcı ve yapıcı sonuçlar doğurabilir.
Evet, çoğu zaman öfkeyi ifade etme biçimi çocuklukta öğrenilir. Ailedeki iletişim dili, model alınan davranışlar, bastırılmış duygular veya travmalar öfke kontrolünü etkileyebilir.
İçtenlikle, bilimsel temelde.
Kadıköy’de yer alan merkezimizde, her bireyin ihtiyacına özel yapılandırılmış psikolojik destek sunuyoruz.